Fareli Köyün Kavalcısı Masalı çocuklar ve yetişkinler tarafından bilinen klâsik bir Andersan masaldır. Çok çok eskiden çok güzel bir köy varmış. Köyün en önemli özelliği yaşayanların mutlu ve huzurlu olmasıymış. Bu huzurlu ve mutlu günler bir gün sona ermiş Neden mi? Çünkü bütün evleri bir sürü fare basmış ve evlerdeki bütün erzakları yiyip insanları korkutmaya başlamışlar. Bir süre sonra köyün ismi Fareli Köy olmuş. Köydeki çocuklar hiç sokağa çıkmaz, yemek yiyemez duruma gelmişler. Köy halkı köyün başındaki kişiden buna bir çare bulmasını rica etmişler. Başkan biraz düşünmüş ve köye bir kavalcı çağırmış.
Kavalcı başkana elindeki kavalla fareleri köyden uzaklaştırırsa eğer, karşılığında bir kese altın istediğini söylemiş. Çok çaresiz oldukları için bu teklifi hemen kabul etmiş. Kavalcı kaval çalmaya başlamış ve çok güzel müzikler çıkarmaya başlamış. O anda olanlar olmuş ve evlerde saklanan bütün yaramaz fareler, saklandıkları deliklerden birer birer çıkarak kavalcının peşine düşmüşler. Kavalcı hem çalmaya devam ediyormuş hem de hızla dereye doğru yürüyormuş. Onun peşinden giden fareler büyülenmiş bir halde oldukları için dereye doğru yürümeye devam etmişler. Derenin üzerinden geçtikleri esnada tek tek hepsi düşmüş ve derenin sularında boğulmuş, ortadan olmuşlar. Köy tamamıyla farelerden temizlenmiş. Fareli Köyün Kavalcısı Masalı ilginç olaylarla devam etmiş.
Fareli Köyün Kavalcısı Masalında Neler Oldu?
Görevini güzelce yerine getiren kavalcı istediği bir kese altını almak için köye, başkanın yanına tekrar gitmiş. İstediği bir kese altınla kendi köyüne giderek, çocuklarına istediği her şeyi alıp, güzel bir hayat kuracaklarmış. Ancak uyanık başkan nede olsa farelerden kurtulduk, altınları vermeyeyim diye düşünerek kavalcıya parasını vermemiş. Kandırıldığını fark eden kavalcı çok öfkelenmiş ve “ben size gününüzü gösteririm” demiş içinden ve gitmiş.
Tekrar almış kavalını eline ve başlamış yeni ezgiler çalmaya. Bu defa çaldığı müzik çok başkaymış. Melodiler köyde hızla yayılınca köydeki bütün çocuklar kavalcının çevresine toplanmaya başlamış. O yürümeye devam ettikçe onlar da kavalcının peşinden gitmeye başlamış. Birden köyde sessizlik olmuş ve çok mutsuz bir yer haline gelmiş. Köylüler bir araya toplanıp, başkana gitmişler ve ona ne kadar öfkeli olduklarını söylemişler.
Ona hemen kavalcının parasını verip çocuklarını geri getirtmesini istemişler. O esnada ormana kadar çalgıcının peşinden giden çocuklardan bir tanesi, kavalcı uyuyunca elindeki Kavalı almış ve çalmaya başlamış. Onun peşinden gelen arkadaşlarıyla beraber köye geri dönmüşler. Köylüler bu durum çok mutlu olmuşlar. Başkandan da kavalcının hakkı olan altınlarını alıp kavalcıya geri götürmüşler. Fareli Köyün Kavalcısı Masalı mutlu bir şekilde bitmiş.
Andersan Masalları Neden Önemlidir?
Batı edebiyatında ortaya çıkan ve daha sonra dünyaya yayılan masal çeşitlerinin en güzel örnekleri arasında yer alan Andersen masalları son derece popülerdir. Bu masallar dünya da birçok farklı dile çevrilmiştir. Türkçe Andersen masalları, kitabında çıkış tarihi olarak bilinen 1835 senesinden kısa bir süre sonra dilimize çevrilmiştir. Andersen’den masallar, kitabının ilk ismi “Çocuklara Masallar” olarak yayınlanmıştır. En ünlü Andersen Masalları içinde hemen hemen herkesin bildiği Kibritçi Kız, Kurşun Asker, Fareli Köyün Kavalcısı gibi masallar yer alır.
Fareli Köyün Kavalcısı Masalı Ana Fikri Nedir?
Bu masalda bilindiği üzere güzel bir köyü fareler basar ve kimse onları köyden uzaklaşamaz. Birgün bir kavalcı sahip olduğu sihirli kavalı ile tüm fareleri köyden çıkarır. Bunu yapmasının karşılığında devlet adamlarından bir istekte bulunmuştur. Yine de kimse ona istediği karşılığı vermemiştir. Bu duruma sinirlenen kavalcı ise yine sihirli kavalı ile çocukları peşinden bir ormana götürmüştür. Çocuklar birgün bir yolunu bularak tekrar köye dönmeyi başarmıştır. Kavalcı da hakkını bu şekilde almıştır. Ders vermeyi amaçlayan masallardan biridir. Bilindiği üzere her masalın bir ana fikri vardır. Bu masalda verilen mesaj ya da çıkarabileceğimiz ders; Eğer birisine bir söz vermişsek bu sözü tutmalıyız. Eğer tutmayacaksak ise söz vermemek gerekir. Yalancılık ya da başkasını kandırmak, onun hakkını yemek karşıda ki kişinin öfke ve kin duymasına neden olur. Fareli Köyün Kavalcısı Masalı buna güzel bir örnektir.
GIPHY App Key not set. Please check settings